TEK ÇARE.....
Bakan Özhaseki, açıklamasında şunları kaydetti;
6 Şubat’ta yaşadığımız deprem, kayıtlara asrın felaketi olarak geçti ancak ben buna Malazgirt’ten beri yurt tuttuğumuz bu topraklarda, 1000 yılda yaşadığımız en büyük felaket, bin yılın afeti diyorum. Deprem, doğrudan 11 şehrimizi, toplamda 18 şehrimizi ve 14 milyon insanımızı etkiledi.
"100 milyar doların üzerinde bir hasarla karşı karşıyayız"
680 bin civarında konut, 170 bin civarında da iş yeri, depo veya ahır gibi müştemilatların yıkıldığını gördük. Mali hasar olarak bakıldığı zaman 100 milyar doların üzerinde bir hasarla karşı karşıyayız. Fakat işin manevi boyutunu ölçecek bir aygıt hala icad edilmedi. Bir çok insan da milyonlarca insan da iç acısı olarak buruk bir vaziyette yüreğimizin bir köşesinde bu acı yaşanmaya devam ediyor. Hepimizin şunu bilmesi lazım. Türkiye bir deprem bölgesi, tek çaresi var bu işin kentsel dönüşüm. Bunun dışında başka bir çare icad olmadı.
"6 ve üzeri deprem sayısı 226"
Oturduğumuz konutları, çalıştığımız iş yerlerini deprem gerçeğini bilerek sağlıklı, güvenli hale getirmekten başka hiç bir çaremiz yok. Çünkü Türkiye Himalayalar'dan başlayarak Alpler'e doğru uzanan bir çizgi sıradağların bulunduğu bölgede beş riskli ülkeden birisi gibi görünüyor. Bütün bilim insanları böyle söylüyor. İkincisi topraklarımızın yüzde 66'sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor. Nüfusumuzun da yüzdeğ 71'i buralarda yaşıyor. Son yüz yıl içerisinde gerek denizlerde gerekse ana karamızda meydana gelen 6 ve üzeri deprem sayısı 226. Sadece ana karamızda son yüz yılda meydana gelen deprem sayısı ise 60'ın üzerinde. 130 binden fazla insanımızı toprağa verdik. Maddi hasar zaten yüz milyarlarca dolar ve bunu da ifade etmekte imtina ediyoruz artık.
Üç tane hareketli fay hattı var. Yüz yıllar boyunca bu fay hattının geçtiği bölgeler deprem riskinin altında birisi Kuzey Anadolu Fay Hattı, birisi aynı bölgeden başlayarak Akdeniz'e doğru inen Doğu Anadolu Fay Hattı, üçüncüsü de Ege Bölgesi. Doğa aynı şekilde hareketliliğini bu bölgelerde yüz yıllardır devam ettiriyor. Biz bunu bilerek hareket etmek durumundayız. Buna uygun tavır almak zorundayız. Doğa ile savaş olmaz, doğa ile kim savaşmaya karar verirse bir kere yenileceğini bilsin.
"6 milyon bağımsız bölüm risk altında"
Türkiye genelinde yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan toplam 36 milyon bağımsız bölüm var. Türkiye genelinde yaklaşık 6 milyon bağımsız bölüm risk altında. 2 milyon bağımsız bölümün acil dönüşmesi gerekiyor. 2012’den bugüne kentsel dönüşüm projeleriyle bugüne kadar Türkiye genelinde 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık.
Şu anda Türkiye genelinde yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. 2012’den bugüne kadar Türkiye genelinde kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Bakanlığımızca 480 milyar TL değerinde kaynak sağlandı. 81 ilimizde afetlere hazırlık noktasında çalışmalarımızı sürdürürken, İstanbul depreme hazırlık noktasında odak noktamızı oluşturmaktadır.
"İstanbul’da 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık"
İstanbul’da 6 milyon konut ve 1.5 milyon ticari alandan oluşan toplam 7.5 milyon bağımsız bölüm var. İstanbul’da 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. 600 bin bağımsız bölümün acil dönüşmesi gerekiyor. 2012’den bugüne kentsel dönüşüm projeleriyle bugüne kadar İstanbul’da 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık. Şu anda İstanbul’da 170.941 bağımsız bölümün dönüşüm süreci ise devam ediyor.
2012’den bugüne kadar kentsel dönüşüm projeleri kapsamında İstanbul’da 127 milyar 926 milyon TL değerinde yatırım gerçekleştirdik. İstanbul’da başta acil dönüşmesi gereken 600 bin konut başta olmak üzere riskli 1,5 milyon bağımsız bölümü 5 yıl içerisinde dönüştürüp afetlere karşı dirençli hale getireceğiz. Ortaya koyduğumuz dört adımlı yol haritamızla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Üç gün boyunca 110 uzman ismin derin müzakere ve münazaralarından çıkan ve Türkiye’nin beka meselesi olan kentsel dönüşümde uygulanması istenen 5 ana madde şu şekilde:
"İstanbul özelinde dönüşüm salt çoğunluğa göre yapılmalıdır"
İstanbul özelinde kentsel dönüşüm salt çoğunluğa göre yani yüzde 50+1 olarak yapmalıdır. Çünkü; Türkiye’nin kalbi olan İstanbul’da 6 milyon konut ve 1.5 milyon ticari alandan oluşan 7.5 milyon bağımsız bölüm var. Bunlarında 1.5 milyonu risk taşırken 600 bini acilen dönüştürülmelidir.
Sahada görülen itiraz ve sorunlara bakıldığında kentsel dönüşüm sürecinde kat maliklerinde aranan 2/3 çoğunluk formülünün revize edilmesi gerektiğinin elzem olduğu görülmüştür. Şûra’mızın önerisi ise yüzde 50+1’dir.
"İnşaat ruhsatı yüzde 50+1 ile alınabilmelidir"
Yine İstanbul özelinde saklı kalmak kaydıyla inşaat ruhsatı yüzde 50+1 ile alınabilmelidir. Çünkü dönüşüm için başlatılan rızaya uygun olarak yeni yapı için hazırlanan projenin onaylanması için de inşaat ruhsatının, bu nispette bir oranla kabul görmesi süreci hızlandıracaktır. Biz sadece sağlıksız yapıları yıkmak değil aynı zamanda yenilemek ve yerine en güvenlilerini yapmak istiyoruz.
"Dönüşüm süreçleri hak sahiplerinin “Bilgim yoktu” gibi bahaneleriyle aksamaktadır"
Dönüşüm sürecini hızlandırmak amacıyla tebligatlar; yapıların kapılarına asılmalı. E-devlet üzerinden bildirilmeli ve muhtarlıklarda ilan edilmelidir. Çünkü; planlanan dönüşüm süreçleri hak sahiplerinin “Bilgim yoktu” gibi bahaneleriyle aksamaktadır. Bu değişiklikle haber alma hakkına tam riayet edecek şekilde bilgilendirmenin bilinen ve etkili tüm yöntemlerle gerçekleştirilmesi, kentsel dönüşüm süreci esnasında sahada görülen büyük bir sorunun daha çözülmesine katkı sağlayacaktır.
"Yarısı Bizden Kampanyası milletimizden büyük teveccüh gördü"
İstanbul’da Yarısı Bizden Kampanyasının açıklanabilmesi için mali yardım hükmü kanuna eklenmelidir. Çünkü seçim öncesinde açıklanan Yarısı Bizden Kampanyası milletimizden büyük teveccüh gördü. İstanbul’un depreme hazırlanması için bir formül olarak uygulanacak Yarısı Bizden’in kanuni düzenlemeyle tescil edilmesi sürecin gerçekleşmesi ve uygulanması adına bir şart olarak karşımızda durmaktadır.
"Ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek"
Yıkılan riskli yapıların arsa haline gelmesinden sonra ortaklığın giderilmesi için dava açılabilecek. Çünkü sahada gördüğümüz bir sorun da riskli yapıların depremden önce yıkılmasından sonra çıkan ortaklık davalarıdır. Bu sorunlar yürütmeyi durdurma gibi kentsel dönüşüm sürecini etkileyen hadiselere sebep olmaktadır. Bu anlamda vatandaşların hayatlarını garanti altına alacak olan kentsel dönüşüm sürecini pozitif olarak destekleyecek şekilde arsalar için ortaklığın giderilmesi davası açılmasının uygun olduğunu düşünüyoruz.
Yine bunlarla beraber Şûra önerileri arasında; Kentsel dönüşümdeki anlaşmazlıkları çözmek için arabuluculuk sisteminin devreye alınması, Sadece kentsel dönüşüm davalarına bakan İhtisas Mahkemelerinin kurulması, Gerek afetlere karşı dirençliliği gerekse de hızlı ve güvenli inşası sebebiyle afet bölgesinde başta köy evlerinde kullanılmak üzere çelikten yapılar yaygınlaştırılmalıdır, Kamuoyu; basın ve medya yoluyla afete hazırlık anlamında güçlü bir şekilde bilgilendirilmeli, düzenlenecek programlar ve eğitimlerle farkındalık oluşturulmalıdır.